Üniversite yıllarım boyunca, çiftlerin sürekli olarak bir araya gelip ayrıldıklarını ve sık sık partner değiştirdiklerini gözlemledim. Bu süreç, insanların yeni giysileri deniyor gibi birbirleriyle deneyimler yaşayıp öğrenmelerine benziyordu.
Yirmili yaşlarımda, çevremdeki birçok ilişkinin ne kadar mutsuz olduğuna tanık oldum. Bu dönemde yalnız olmanın ve kişisel, profesyonel ve ruhsal olarak gelişmek için enerji ve motivasyona sahip olmanın değerini anladım.
Peki, sürekli ve sevgi dolu bir ilişki nasıl olur? İnanıyorum ki, hayatımıza katılacak uygun kişiyi bulmadan önce önce kendimize bakmamız gerekiyor. Birlikte her günü güzelleştirebileceğimiz bir hayat yaratma potansiyeline sahibiz.
Bir ilişkide insanların neden aşık kaldıklarını ve diğerlerinin neden ayrıldıklarını veya daha da kötüsü neden boşandıklarını anlamaya başladım. Bu gözlemler, ilişkilerin başarısının ve başarısızlığının ardında belirli sırların olduğunu gösteriyor.
Sonsuza kadar delice aşık olan çiftlerin yaptıkları sekiz farklı şey.
1. Karşılıklı Saygı
Karşılıklı saygı, bir ilişkinin temel taşlarından biridir. Hepimiz farklı düşünceler, görüşler ve zevklerle donatılmış çok yönlü bireyleriz. İyi bir ilişki, bireylerin birbirlerinin profesyonel ve kişisel yönlerine saygı duymalarıyla sağlanır. Bu saygı, hayat yolculuğumuzda birbirimizin tanığı olmamıza ve her adımımıza değer vermemize olanak tanır.
2. Güvenin Gücü
Güven, ilişkilerde hayati öneme sahiptir. Her birimiz hata yapabilir, zor zamanlar geçirebilir ve hatta kendimizi kaybeden taraf gibi hissedebiliriz. Bu anlarda, bizi koşulsuzca sevecek ve destekleyecek birine ihtiyaç duyarız. Partnerimizin bize olan güveni ve içsel güzelliklerimizi görebilmesi, ilişkimizin sağlığını korur ve güçlendirir.
3. Kişisel Alanın Önemi
Bir ilişkide kişisel alanın sağlanması, iki insanın kendi benliklerini koruyarak birlikte büyümelerine imkan tanır. Bir diğerini değiştirmeye çalışmak yerine, koşulsuz sevgiyi benimsemek veya kabul edilmeme riskini göze almak gereklidir. Sağlıklı bir ilişki, her iki tarafın da gerçek benliklerini keşfetmelerine yardımcı olur.
4. Önce Kendinize Bakın
Kendi mutluluğumuz, kendi sorumluluğumuzdur. “Mastery of Love” isimli kitap, bu konuyu detaylı bir şekilde ele alır. Partnerimizin mutluluğunu sağlamak bizim görevimiz değildir; tıpkı onların bizi mutlu etme yükümlülüğünün olmaması gibi. Kendi ‘bardağımızı’ doldurmak ve bu doluluktan aşkımızı partnerimizle paylaşmak, ilişkilerdeki başarının anahtarıdır. Kendi iç huzurumuzu sağlamadan başkalarıyla olan ilişkilerimizde de huzur bulamayız.
5. İlişkinizi Önceliklendirin
Günümüzde büyük aşkın, ani bir duygu olmaktan çok bir seçim olduğuna inanıyorum. Bir hayat kurmaya karar veren iki insan için, maddi değerlerin ötesinde, ilişkiler her zaman en büyük öncelik olmalıdır. Küçük, sihirli anların paylaşılması, birlikte gülmek, ağlamak ve sessiz kalmak, yaşamın gerçek zenginlikleridir. Bu nedenle, bir ilişki her zaman öncelik olmalıdır.
6. Beklentisiz Olun
Her ilişki, yaşam boyu süren bir süreçtir. Beklentisiz olmak, en zor derslerden biridir. Karşılıklı olarak birbirimizden belirli şeyler bekleriz ve bu beklentiler karşılanmadığında hayal kırıklığına uğrarız. Bunun yerine, mükemmel kusurları kucaklamak ve ilişkinin benzersiz bütünlüğüne aşık olmak, daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir.
7. Duygusal İletişim Kurun
Aklımızı okuyamayan diğer insanlarla, hislerimizi, düşüncelerimizi ve niyetlerimizi açıkça ifade etmek, ilişkilerde sağlıklı iletişimin temelidir. Açık iletişim zorlayıcı olabilir ama, ortağımızın karanlıkta kalmadan nasıl ilerleyeceğine karar vermesine yardımcı olur. Bir şeyler hissediyorsanız, bunu paylaşın.
8. Hem Zihinsel Hem de Fiziksel Çekicilik
Kendinize hem zihinsel, hem fiziksel, hem de ruhsal olarak iyi bakın. Çoğumuz için çekici bir partner arzusu doğaldır. Ancak, sadece başkaları için iyi görünmek yerine, zinde ve sağlıklı kalmak kendimizi güvenli ve çekici hissetmemizi sağlar ve partnerimiz bu enerjiyi hisseder. İlişkide sürekli kendimizi geliştirmek ve yeniden keşfetmek, bağımızı güçlendirir.