Güney Amerika kıtası, coğrafi yapısı itibarıyla iki önemli dağ sistemine ev sahipliği yapar. Bunlardan ilki, Büyük Okyanus kenarında kuzey-güney yönünde uzanan And Cordilleraları‘dır. Bu dağlar, ortalama yükseklik bakımından Himalayalar’ı takip eder ve 8.800 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Özellikle Peru bölgesinde, bu dağlar paralel iki sıra halinde uzanır ve 6.768 metre yüksekliğindeki Huascarân Doruğu gibi yüksek zirvelere ev sahipliği yapar.
Güney Amerika’nın Dağ Sistemleri ve Coğrafi Özellikleri
Brezilya ve Guyana bölgelerindeki dağlar, Andlar’a kıyasla daha alçak ve yaşlı yapıdadır. Bu bölgelerdeki yüzey şekilleri, Büyük Okyanus’tan yalnızca 160 km içeride başlayıp Atlas Okyanusu’na kadar uzanan büyük bir dengesizliği yansıtır.
And Dağları’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, Altiplano bölgesi olarak bilinen, deniz düzeyinden 4.000 metre ve daha yükseklerdeki geniş yaylalardır. Bu dağlar, doğu yamaçları boyunca akan ırmaklarla kesilmiş ve kapalı havzalarda toplanan sular, Titicaca gibi göller ve bataklıklar oluşturmuştur.
Aconcagua, 6.959 metre ile Batı Yarıküre’nin en yüksek noktası olarak Andlar içinde yer alır. Andlar, güneyde Patagonya bölgesinde denizin altında uzanarak dik yamaçlı adalar oluşturur. Ayrıca, bu dağlarda 5.000 kilometrekarelik bir alanı kaplayan buzullar ve Büyük Okyanus’ta yer alan “ateş çemberi”nde bulunan yanardağlar da bulunur. Depremler bu bölgede sıkça yaşanır ve hemen hemen her kent, tarihsel süreçte depremlerden etkilenmiştir.
Güney Amerika’nın Doğu Platoları ve Coğrafi Yapısı
Güney Amerika’nın doğu bölgeleri, Guyana ve Brezilya platoları gibi eski kristal yapılı kayaçlardan oluşan yüzey şekillerine sahiptir. Guyana Platosu, 650 metre yüksekliğe kadar ulaşan granit adatepeleri ve küçük tepe dizileriyle karakterize edilir ve geniş bir alanı kaplar. Güney ucu, ani yükselişlerle bir dağ zinciri görünümü kazanır ve ortalama yükseklik 250 metre civarındadır.
Brezilya Platosu ise, yaklaşık 1,5 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsar ve 1.000 metre yüksekliğe kadar ulaşır. Kuzeyde denize doğru düşük bir eğimle alçalan bu plato, doğuda keskin inişlerle ve güneydeki dağlarda 2.000 metre üzerindeki tepelerle dikkat çeker.
Patagonya’nın doğusu, yuvarlak çakıllar ve kolayca parçalanabilen kumtaşlarıyla kaplı yaylalarıyla bilinir. Ayrıca, bölgede yaşanan yanardağ patlamaları, bazalt lav örtüsü oluşumuna neden olmuş ve tortul platolarda yer yer yanardağ konilerinin oluşmasına yol açmıştır. Bu coğrafi yapılar, Güney Amerika’nın doğu bölgesinin karmaşık ve çeşitli yüzey şekillerini yansıtır.
Güney Amerika’nın Ovaları ve Coğrafi Özellikleri
Güney Amerika’nın ovaları, kıtanın çeşitlilik gösteren doğal yapısının önemli bir parçasını oluşturur. Orinoco Havzası, Venezuela Andları’ndan Guyana Platosu’na kadar uzanır ve And akıntıları tarafından getirilen alüvyonlarla kaplıdır. Amazon çöküntüsü, dünyanın en geniş ırmak havzası olup, 7 milyon kilometrekarelik bir akaçlama alanına sahiptir. Bu geniş ovada, tabandaki yaşlı kayaçlar alüvyonlu kum ve kil katmanlarının altında yer alır ve eğim oldukça düşüktür.
Paraguay Irmağı havzası, Bolivya’nın dağlık bölgeleri ile Brezilya Platosu arasında yer alır ve karmaşık bir ırmak sistemi ile sulanan geniş alüvyon ovalarından oluşur. Bu ovalar yıllık taşkınlara uğrayabilir ve yağmurlu mevsimlerde bataklıklara dönüşebilir.
Güney Amerika’nın Pampaları olarak bilinen bölge, yaklaşık 780.000 kilometrekarelik bir alanı kaplar ve Andlar’dan taşınan gevşek tortullardan oluşur. Pampa bölgesi, eğimsiz gibi görünse de batıya doğru yükselir ve Cordoba, San Luis gibi tepeler ova alanlarındaki yükseltileri oluşturur. Bu coğrafi yapılar, Güney Amerika’nın doğal yapısının çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtır.