İsimler, bir kişinin kimliğinin önemli bir parçasıdır ve genellikle kişiliğini, mirasını ve kültürünü yansıtır. M harfi ile başlayan isimler özellikle popülerdir ve erkekler ve kızlar için çeşitli seçenekler sunar. Bu tür isimler, bazen ailenin anısını yaşatmak, belirli bir kültürel veya dini anlamı vurgulamak veya basitçe hoş bir ses ve anlam kombinasyonu sağlamak için seçilir.
Bebek isimleri söz konusu olduğunda, M harfiyle başlayan erkek ve kız bebek isimleri birçok aile için popüler bir seçenektir. Bu tür isimler genellikle modern, klasik, nadir veya popüler olabilir ve çeşitli kültürlerden ve dillerden gelir. Bir bebek ismi seçerken, ebeveynler genellikle ismin anlamını, nasıl telaffuz edildiğini, potansiyel takma adlarını ve ismin genel çağrışımlarını dikkate alır.
Anlamıyla birlikte M ile başlayan kız veya erkek isimlerinin listesine bakmak, ebeveynlerin veya bekleyen ebeveynlerin isim seçim sürecinde daha bilinçli bir karar vermesine yardımcı olabilir. İsimlerin anlamlarını bilmek, ailelerin bebeklerine verecekleri isimle birlikte hangi değerleri, özellikleri veya dilekleri aktarmak istediklerini belirlemelerine yardımcı olabilir. Sonuç olarak, M harfiyle başlayan isimlerin anlamlarını araştırmak, isim seçim sürecini daha anlamlı ve özel kılar.
M Harfi İle Başlayan Erkek İsimleri
Macit: Onur sahibi.
Mağrur: Gururlu, kendine güvenen.
Mahabat: Eski İran’da tanınmış bir peygamberin adı.
Maharet: Beceriklilik, ustalık.
Mahfi: Gizli, saklı.
Mahir: Yetenekli, becerikli.
Mahmur: Sarhoşluğun verdiği sersemlik.
Mahmut: Övülmeye değer, takdire şayan.
Mahra: Değerli kişi.
Mahser: Kişisel özellikler, huy.
Mahsun: Güçlendirilmiş, kuvvetli.
Mahsut: Biçilmiş ekin, hasat edilmiş.
Mahya: Ramazan ayında camilere ışıkla yazılan yazı, resim.
Mahzar: Yüksek makamdaki birinin yanı, huzuru.
Mahzun: Üzgün, kederli.
Mail: İstekli, arzulu.
Makal: Söz, nutuk.
Makbul: Kabul edilmiş, onaylanmış.
Maksum: Bölünmüş, parçalanmış.
Maksur: Kısaltılmış, kırpılmış.
Maksut: Dileği olan, amaçlanan.
Makul: Mantıklı, akla uygun.
Malik: Egemen, hakim.
Malikoç: Osmanlı’da akıncılar ocağının komutanı.
Mançer: Yabani kiraz ağacı.
Manço: Manda yavrusu.
Mansur: Yardım görmüş, desteklenmiş.
Manzur: Kabul edilen, razı olunan.
Maruf: Tanınmış, bilinen.
Masum: Suçsuz, temiz.
Maşuk: Sevilen, sevgili.
Matuk: Özgürlüğü verilmiş, serbest.
Mazhar: Göründüğü yer, gösterge.
Mazlum: Ezilen, haksızlığa uğramış.
Mebruk: Kutlanmaya değer.
Mebus: Sevk edilen, gönderilen.
Mecit: Şanlı, şerefli.
Mecnun: Aşık, çılgın.
Medeni: Uygar, terbiyeli.
Medet: Yardım, destek.
Medih: Övgü, iltifat.
Medit: Uzun, sürekli.
Meftun: Tutkun, hevesli.
Mehcur: Uzak, ayrı.
Mehdi: Doğru yolda olan, rehber.
Mehmet: Kutsal, mukaddes.
Mekin: Tedbirli, dikkatli.
Melen: İşlenmemiş, el değmemiş.
Meli: Çılgın, deli.
Melih: Güzel, çekici.
Melik: Hükümdar, padişah.
Melikcan: Hükmeden kişi.
Melikhan: Egemen hükümdar.
Melikşah: Büyük Selçuklu İmparatoru.
Memduh: Övülen, takdir edilen.
Memik: “Mehmet” adının kısaltılarak söyleniş biçimi.
Memiş: “Mehmet” adının kısaltılarak ifade edilmiş farklı bir biçimi.
Memnun: Mutlu, sevinçli, hoşnut.
Memo: “Mehmet” adının kısaltılarak başka bir biçimde söylenmiş hali.
Memun: Cesaretli, sağlam, emin.
Menderes: Bir akarsunun ‘S’ şeklindeki yatağı.
Mengü / Mengi: Sonsuz, ölümsüz.
Mengüç: Yaşlı, ileri yaşta olan.
Mengüer: Ebedi, kahraman.
Mengütaş: Kaya gibi ebedi olan.
Mengütay: Sonsuz gençlik.
Mensur: Yayılmış, dağıtılmış. 2. Düz yazı.
Menşur: Yayılmış, dağıtılmış belge.
Menzur: Adanmış, adak olarak ifade edilmiş.
Meran: Sis, duman.
Merani: Cesur, korkusuz.
Merdan: Yiğit, cesur adam.
Merdemer: Cömert, eli açık.
Merdi: Cesur, yürekli.
Mergen: Nişancı, usta.
Mergup: Aranan, istenilen nitelikte olan. 2. Beğenilen, favori.
Merksas: Korkusuz, yiğit.
Mert: Cesur, yiğit.
Mertcan: Yiğit ruhlu.
MerteI: Doğru sözlü kişi.
Merter: Cesur, güvenilir kişi.
MertkaI: Her zaman doğru olan kişi.
Mertkan: Mert soydan gelen.
MertkoI: Her zaman dürüst olan kişi.
MertoI: Her zaman doğru ve dürüst kişi.
Merttürk: Cesur Türk.
Merzuk: Mutlu, bahtiyar.
Mesih: İsa peygamberin adlarından biri.
Mesrur: Mutlu, neşeli.
Mestan: Sarhoş, kendini kaybetmiş kişi.
Mestur: Gizli, saklı. 2. Namuslu.
Mesut: Mutlu, neşeli, sevinçli.
Meşed: Şehitlik, şehadet.
Meşhur: Ünlü, tanınmış, herkesçe bilinen.
Meşkur: Beğenilen, övgüye layık.
Meşru: Yasalara uygun, hukuka uygun.
Mete: Büyük Hun İmparatoru.
Metehan: Büyük Hun imparatoru.
Metin: Sağlam, dayanıklı, güçlü. 2. Kaynak yazısı.
Metiner: Sağlam ve cesur kişi.
Metinkaya: Kaya gibi sağlam olan.
Mevlana: Mevlevi tarikatının kurucusu olan şair ve filozof.
Mevlevi: Mevlevilik tarikatına bağlı kişi.
Mevlüd / Mevlüt: Doğum, dünyaya gelme.
Mevzun: Düzenli, tertipli.
Mezit: Artırılmış, eklenmiş.
Mezun: İzinli, yetkilendirilmiş. 2. Diplomayı almış kişi. 3. Yetki verilmiş.
Mihin: Büyük, ulu.
Mihri: Güneşle ilgili. 2. Sevgi dolu.
Mikail: İyilikleri dağıtan melek.
Mir: Baş, lider, bey.
Mir: Emir.
Miraç: Gökyüzüne yükselme; 2. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in göğe yükseldiği gece.
Miran: Beyler.
Miran: Botan’da bir Kürt aşireti.
Miras: Ölen bir yakının bıraktığı mal, mülk, para veya servet. 2. Nesilden nesile geçen herhangi bir özellik. 3. Bir neslin kendinden sonraki nesle bıraktığı şey.
Mirat: Ayna. 2. Bir çeşit süsleme.
Mirat: Miras, kalıt.
Mirek: Prens.
MirkeIam: Hitabet yeteneği olan kişi.
Mirza: Bey, ağa.
Mirzat: Emir, komutan.
Mithat: Övme, methetme.
Mocan: Soğukkanlı, dayanıklı, dirençli.
Molla: Yüksek rütbeli kadı. 2. Medrese öğrencisi. 3. Bilge kişi.
Moran: Nehir, akarsu.
Moran: Sis, duman.
Moray: Mor ışık.
Muaffak: Başarılı, muvaffakiyetli.
MuaIIim: Eğitmen, öğretmen.
Muammer: Yaşayan, yaşamını sürdüren.
Muazzam: Çok büyük, kocaman. 2. Saygıdeğer, önemli.
Mucip: Gerekli, uygun. 2. Neden.
Mucit: Buluşçu, yaratıcı.
Muhammed: Hz. Muhammed Peygamber.
Muharrem: Kutsal sayılan. 2. Kerbela olayının yıl dönümü.
Muhiddin/Muhittin: Dini canlandıran, dinamikleştiren.
Muhlis: Saf, katıksız. 2. Samimi, içten.
Muhsin: İhsan eden, iyilik yapan.
Muhtar: Seçilmiş, seçkin. 2. Kendi isteğiyle hareket eden.
Munar: Çeşme, pınar.
Mungan: Cömert, eli açık.
Munis: Sıcakkanlı, sevimli. 2. Dostça, yakın.
Murat: İstek, arzu. 2. Amaç.
Muratcan: Arzulu kişi.
Murathan: Hedefi olan, amacı olan.
Murtaza: Beğenilen, seçilen. 2. Hz. Ali’nin lakabı.
Musa: Musevi dininin kurucusu, İsrail peygamberi. 2. Kanun koyucu.
Musaddık: Onaylayan, tasdik eden.
Mustafa: Seçilmiş, seçkin. 2. Hz. Muhammed’in adlarından.
Muştu: Sevindirici haber, müjde.
Mut: Kader, kısmet.
Mutahhar: Arındırılmış, temizlenmiş.
MutaIip/MuttaIip: Arzulayan, isteyen.
Muti: Boyun eğen, itaatkar.
Mutlu: Mutluluk içinde olan, sevinçli.
Mutlualp: Mutlu ve cesur kişi.
Mutluay: Yüzüne mutluluğu yansıyan kişi.
Mutlubay: Mutlu ve saygın.
Mutlubey: Mutlu ve itibarlı.
Mutluer: Mutlu olmuş kişi.
Mutluhan: Mutlu hükümdar.
Mutlukan: Geçmişi mutluluklarla dolu olan.
Mutlutekin: Mutlu ve uğurlu kişi.
Mutlutürk: Mutlu Türk.
Muvaffak: Başarılı, muvaffakiyet kazanan.
Muvakkar: Kararlı, azimli.
Mübarek: Bereketli, verimli. 2. Kutsal.
Mübin: Açıklayıcı, anlaşılır. 2. Apaçık, net.
Mücahit: Kutsal amaçlar uğruna savaşan kişi.
Mücap: Dua edenin dileği kabul edilen.
Müderris: İslami eğitim veren okul öğretmeni.
Müdrik: Anlayan, kavrayan. 2. Erişen, ulaşan. 3. Olgun.
Müfit: Faydalı, yararlı. 2. Anlatıcı, ifade edici.
Müjdat: Sevindirici haberler getiren.
Mükerrem: Saygıdeğer, soylu.
Mükremin: İyilik sever, misafirperver.
Mükrim: Güler yüzlü, nazik.
Mülayim: Yumuşak huylu, ağırbaşlı.
Mülahazalı: Bir kimseye bağlı olan.
Mülk: Ülke, egemenlik alanı.
Mülim: İlham veren, düşündüren.
Mülket: Devlet, egemenlik.
Mümin: İman etmiş, inanan. 2. İslam dinine mensup olan.
Mümtaz: Ayrıcalıklı, seçkin.
Münci: Kurtaran, koruyan.
Münib: Tanrıya yönelen, tövbe eden kişi.
Münif: Yüce, ulu.
Münim: İyilik veren, rızıklandıran. 2. İyiliksever, hayırsever.
Münip: Tövbe eden, pişman olan. 2. Bereketli yağmur.
Münir: Işık saçan, aydınlatan.
Münür: Yüksek, ulu, büyük.
Müren: Nehir, akarsu.
Mürit: Emreden, buyuran.
Mürsel: Gönderilen, yolcu edilen.
Mürşit: Doğru yolu gösteren, rehber. 2. Tasavvuf önderi.
Müslim: İslam dinine mensup.
Müşfik: Şefkatli, merhametli.
Müşir: Haber veren, emir ve işaret eden. 2. Mareşal.
Müştak: Özleyen, can atan.
M Harfi İle Başlayan Kız İsimleri
Macide: Onurlu, şanlı bir ün kazanmış.
Mağfiret: Tanrı’nın kullarının günahlarını affetmesi. 2. Şefkat, acıma ve bağışlama.
Mahbube: Sevgili, sevgi değeri yüksek kişi.
Mahfer: Ay ışığı.
Mahinur: Ay ışığı.
Mahire: Yetenekli, becerikli.
Mahiye: Aylık ücret, maaş.
Mahmude: Övülmüş, övgüye değer.
Mahmure: Sarhoşluğun verdiği sersemlik. 2. Dalgın ve hüzünlü bakışlı göz.
Mahperi: Güzeller güzeli.
Mahrem: Gizli, saklı. 2. İçi dışı, sırdaş.
Mahru: Yüzü ay gibi güzel olan.
Mahrume: Yoksun kalmış, mahrum bırakılmış. 2. Kısmeti olmayan, şanssız.
Mahrur: Alevlenmiş, tutkulu.
Mahsure: Kuşatılmış, sarılmış.
Mahşer: Kıyamet gününde ölülerin toplandığı yer ve zaman.
Mahur: Türk müziğinde bir makam.
Mahzure: Çekinme, sakınma. 2. Korku. 3. Savaş.
Maide: Ziyafet sofrası.
Makber: Mezarlık.
Makbule: Kabul edilmiş, onaylanmış. 2. Genel olarak istenilen, herkesçe kabul edilen. 3. Beğenilen.
Maksude: İstenilen şey, amaç. 2. Niyet, hedef.
Maksure: Kısaltılmış. 2. Elinde olmadan, zorla. 3. Alıkonulmuş. 4. Camilerde büyükler için ayrılan yüksekçe yer.
Makuule: Tür, çeşit. 2. Soy.
Malike: Sahip olan, elinde bulunduran.
Mamure: Bayındır, gelişmiş. 2. Kent, kasaba.
Mana: Anlam. 2. Düşünce. 3. İç yüz. 4. Akla uygun neden.
Manolya: Beyaz ve parlak yeşil renkli çiçekleri olan bir süs bitkisi.
Mansure: Tanrının yardımıyla zafer kazanmış. 2. Yardım görmüş.
Marifet: Ustalık, yetenek. 2. İstenmeyen, hoşa gitmeyen.
Martı: Beyaz ve parlak yeşil renkte deniz kuşu.
Marufe: Bilinen, tanınan. 2. Ün kazanmış, ünlü. 3. Dini bakımdan iyi bulunan, beğenilen kişi.
Masume: Günahsız, suçsuz.
Maşuka: Sevgi, sevilen yavuklu.
Maviş: Mavi gözlü güzel kız.
Maya: Yaratılış, öz, nitelik. 2. Dişi deve. 3. Bir tür halk türküsü.
Mayıs: Bahar ayı.
Mazlume: Zulüm görmüş, haksızlığa uğramış, ezilmiş. 2. Uysal, nazlı, çekingen.
Mebruke: Kutlanacak, tebrik edilecek kadın.
Mebrure: Hayırlı, beğenilen.
Mebuse: Gönderilmiş, yollanmış. 2. Meclis üyesi. 3. Öldükten sonra diriltilen.
Mecide: Şan ve şeref sahibi. 2. Büyüklük, ululuk.
Medar: Destek, dayanak.
Medeniyet: Uygarlık.
Mediha: Övgüye değer, takdir edilen kadın.
Medine: Şehir, kent. 2. İslam dünyasının kutsal şehirlerinden biri.
Mefbaret: Övünülecek, gurur duyulacak şey.
Mefküre: Hedef, ideal.
Meftune: Tutkun, hayran. 2. Aşırı derecede beğenmekten etkilenen.
Mehcure: Uzaklık, ayrılık. 2. Kenara bırakılma.
Mehin: Dişi at, kısrak.
Mehir: Ayın parçası.
Mehlika: Ay parçası gibi çok güzel kadın.
Mehpare: Ay parçası, ay gibi güzel.
Mehru: Ay yüzlü güzel.
Mehrup: Zenginlikten yoksun, fakir.
Mehtap: Dolunay, ay ışığı.
Mehveş: Ay gibi güzel kadın.
Melahat: Güzellik, zarafet. 2. Yüz güzelliği, nezaket.
Melis: Arı, bal arısı.
Melodi: Hoşa giden seslerin düzenli kombinasyonu, müzik.
Mehtem: Yaz aylarında karadan denize esen rüzgar.
Memduha: Övülen, yüceltilen. 2. Övgüye değer.
Memnune: Sevilen, mutlu.
Menekşe: Mor renkli, kokulu çiçek.
Meneviş: Farklı renklerin karışımı.
Menevşe: Mor renkli, kokulu çiçek.
Mensure: Yayılmış, dağıtılmış.
Menşure: Yayımlanmış, dağıtılmış.
Menzure: Adak olarak belirtilmiş, adanmış.
Meral: Dişi geyik.
Meram: İstek, amaç.
Mercan: Denizlerde yaşayan, kırmızı renkli mercan hayvanı. 2. Bir tür balık.
Meriç: Trakya’da bir nehrin adı.
Mersa: İman.
Merve: Mekke’de kutsal bir dağ.
Merze: Deniz tabanındaki yükseltili alan, mercan.
Merziye: Beğenilen, güzel olan.
Merzuka: Rızıklandırılmış, rızkı verilmiş. 2. Bol rızıklı, mutlu.
Mesadet: Mutluluk, sevinç.
Meserret: Neşeli, sevinçli.
Mesrure: Sevinçli, mutlu. 2. Arzularına kavuşmuş, memnun.
Mesture: Örtülü, gizli. 2. Namuslu, iffetli kadın.
Mesube: Tanrı’nın armağanı olarak hayırlı ve yararlı bir işe karşı.
Mesudane: Mutlu olanlar gibi, mutlulukla.
Mesude: Sevinçli, mutlu olan.
Meşakkat: Güçlük, zorluk. 2. Zorlu ve meşakkatli iş.
Meşale: Yanıcı bir maddeyi ateşleyerek ışık saçan araç.
Meşne: Ela gözlü, güzel bakışlı.
Meşk: Yazı örneği. 2. Uygulama, alıştırma.
Meşkure: Övülmüş, takdir edilmiş.
Metanet: Dayanıklılık, sağlamlık.
Metik: Küçük çiçeklerin tomurcuğu.
Mevcude: Var olan, mevcut.
Mevhibe: Doğa tarafından verilen bağış, yetenek.
Mevid: Yeni doğmuş çocuk.
Mevsim: Yılın iklimsel olarak dört bölümü.
Mevzune: Düzenli, ölçülü.
Meygün: Şarap renginde, kırmızımsı.
Meyil: Eğilim, ilgi. 2. Sevgi, tutku.
Meyyal: İstekli, meyillenmiş. 2. Eğimli, eğik.
Meyyit: Çok zayıf olan.
Meziyet: Üstün nitelik, beceri.
Mısra: Şiirin dizelerinden her biri.
Mihman: Misafir, konuk.
Mihriban: İyi yürekli, güleryüzlü.
Mihrican: Sonbahar mevsimi. 2. Dost, sevgili.
Mihrigül: Güler yüzlü, sevecen güzel.
Mihrimah / Mihrümah: Güneş ve ay.
Mihrinaz: Nazlı, şımarık.
Mihrinisa: Güler yüzlü, faziletli kadın.
Mihrinur: Güldüğünde ışık saçan.
Mihrişah: Şahların güneşi.
Mihrişan: Şanlı, ünlü, güleryüzlü dost.
Mihrişen: Neşeli, güleryüzlü.
Mihriye: Güneşle ilgili.
Mileb: Dayanıklı, direngen.
Mimoza: Sarı veya beyaz çiçekleri olan, akasya yaprağına benzeyen bir süs bitkisi.
Mina: İman. 2. Cam şişe, billur. 3. Şarap şişesi. 4. Mine.
Mine: Metal eşyaya vurulan renkli cam katmanı. 2. Saat kadranı. 3. Dişlerin dış yüzeyini kaplayan sert doku. 4. İnce ve parlak nakış. 5. Karşılıklı ve oyulmuş çiçeklerle süslenmiş, mavi veya menekşe renkli kokulu bir bitki.
Minnet: İyilik karşısında kendini borçlu hissetme, gönül borcu. 2. Teşekkür, memnuniyet.
Mirari: İnci.
Miraz: Amaç, hedef.
Mircan: Aydınlık, parlak.
MisaL: Gösterilen örnek veya benzerlik.
Mişvar: Alışkanlık, tarz, huy.
Mizur: Munzur nehrinin adı.
Moran: Sis.
Morgül: Mor renkli farklı bir gülyağı türü.
Muaccel: Acele yapılmış, hızlıca. 2. Peşin, vadesi olmayan.
Muadelet: Eşitlik, denklik.
Mualla: Yüksek, ulu. 2. En üst düzeydeki rütbe ve mevkiye sahip olan.
Muazzez: Çok saygın, onurlu. 2. Aziz, değerli.
Mucibe: Gereken, uygun.
Mucide: Bilinen şeylerden yola çıkarak bilinmeyeni bulma. 2. Yeni düşünce ve anlamlar bulma.
Mucize: Olağanüstü olay.
Muhabbet: Sevgi, dostluk. 2. Sohbet, yarenlik.
Muhibban: Sevgi dolu insanlar, dostlar. 2. Bir tarikate bağlı olanlar.
Muhibbe: Kadın dost.
Muhlis: Katıksız, samimi. 2. İçten, samimi.
Muhsin: İyilik yapan, cömert.
Muhteşem: Büyüleyici, görkemli.
Mukaddes: Kutsal, kutsanmış.
Mukbile: İyileşmiş, kutlu. 2. Mutlu, kutsal.
Mukime: Yerleşik, oturmuş.
Munise: Alışkın, aşina. 2. Cana yakın, sevimli.
Musiye: Vasiyet eden kadın.
Muslihe: Düzeltici, iyileştirici. 2. Barıştırıcı, arayı düzelten.
Muteber: Saygın, güvenilir.
Mübeccel: Yüceltilmiş, yüceltilmiş, yüksek.
Mübeddil: Değiştiren.
Müberra: Arınmış, temizlenmiş, paklanmış.
Mübeşşir: Müjdeli.
Mübeyyen: Açıklanan, belirtilen.
Mübine: Açıklayan, ayırt eden. 2. Açık, belirgin.
Mübtesim: Gülümseyen, tebessüm eden.
Mücber: Zorlanmış, zorlanmış.
Mücella: Cilalanmış, parlatılmış.
Mücevher: Değerli süs eşyası.
Mücteba: Seçilmiş, seçkin.
Müdebber: Önlem alınmış, tedbirli. 2. Her şey düşünülmüş, planlı. 3. Ölümü koşul olarak kabul edilmiş azat olması gereken köle.
Müdrike: Anlayan, kavrayan, idrak eden. 2. Ulaşan, ulaşmayı başaran.
MüecceI: Sonraki bir zamana bırakılmış, ertelenmiş.
Müedda: Edilmiş, yapılmış. 2. Anlam, mana.
Müesser: Etkilenmiş, etkisi altında kalmış.
Müeyyet: Güçlendirilmiş, sağlamlaştırılmış. 2. Yardım görmüş.
Müfide: İfade eden, anlatan. 2. Faydalı.
Müge: İnce sap üzerinde beyaz çiçekler açan bir süs bitkisi.
Mühire: Aydınlatan, ışık saçan.
Mühri: Güneşli.
Müjde: Sevindirici haber.
Müjdecan: İyilik haberleri getiren.
Müjdenaz: Nazlılığıyla sevilen.
Müjdenur: İçini ferahlatan haber.
Müje: Kirpik.
Müjgan: Kirpikler.
Mükafat: Değerlendirici, sevindirici davranışın sonucu.
Mükedder: Üzgün, kederli.
Mükesser: Kırılmış.
Mükrem: Değer verilmiş, ikram edilmiş.
Mükrime: İkram eden ve değer veren. 2. Konuksever.
Müldüz: Berrak, duru su.
Müleyyen: Yumuşatılmış, yumuşaklaştırılmış.
Mülihime: İlham veren, içe doğuran.
Mülzime: Susturan. 2. Gerekli gören.
Mümine: İçten inanan, samimi müslüman.
Münciye: Kurtaran, kurtarıcı.
Münevver: Aydınlanmış, bilgili insan.
Münibe: Azgınlığı bırakarak Tanrı’ya yönelen. 2. Bereketli yağmur.
Münife: Yüce, ulu. 2. Ululuk.
Münime: İyilik yapan, nimet veren. 2. İyiliksever.
Münire: Işıldayan, aydınlatan.
Münşire: İyi konuşan sekreter. 2. İyi konuşan hatip.
Mürebbi: Çocuk eğitimcisi kadın.
Müride: Bir tarikat şeyhine bağlı olarak tasavvuf yolunu öğrenen kimse.
Mürşide: Doğru yolu gösteren kılavuz.
Mürüvvet: İyilikseverlik, cömertlik. 2. Mutlu günlerin sevinci.
Mürvet: Mürüvvet isminin bir başka söyleniş biçimi.
Müsalemet: Barış içinde yaşama, iyi geçinme.
MüsecceL: Kayıtlı, belirlenmiş.
Müsemma: Adı olan, isimlendirilmiş. 2. Belirli bir zaman dilimi.
Müslime: Müslüman.
Müstakbel: Gelecek, beklenen. 2. İleride olacak, gelecek (zaman).
Müstesna: Benzersiz, olağanüstü. 2. Ayrıcalıklı.
Müteber: Geçerli, kabul edilen.
Müyesser: Kolaylıkla yapılan, başarıya ulaşılan.
Müzehher: Çiçeklenmiş, çiçek açmış.
Müzeyyen: Süslenmiş, bezenmiş.