Bebeğinize isim seçmek, ebeveynler için önemli ve özel bir süreçtir. N harfi ile başlayan isimler listemizi sizlerle paylaşıyoruz. Bu listemiz, yeni doğan bebekleriniz için benzersiz ve anlamlı isimler bulmanıza yardımcı olacak. Bu süreçte aileler genellikle anlamlı, benzersiz ve özgün isimleri tercih ederler.
“N” harfi ile başlayan erkek bebek isimleri ve kız bebek isimleri listemiz, birbirinden farklı ve benzersiz isimler içeriyor. Her bir isim, taşıdığı anlamı ile çocuklarınıza güçlü bir kimlik kazandırabilir. Ayrıca, bu isimler çocuklarınızın kişiliklerini ve karakterlerini de yansıtabilir.
Listemizde yer alan “N” ile başlayan kız veya erkek isimlerinin anlamlarını da paylaşıyoruz. Bu anlamlar, seçtiğiniz isimlerin çocuğunuzun hayatına nasıl bir etkisi olacağını anlamanıza yardımcı olabilir. Belki de bebeğinize koyacağınız isim, onun kişiliğini, karakterini ve hayatındaki yolu şekillendirecektir. Bu sebeple, isim seçerken hem beğendiğiniz isimleri hem de taşıdıkları anlamları göz önünde bulundurmanız önemlidir.
N Harfi İle Başlayan Erkek İsimleri
Nabi: Haber veren. 2. Yerden fışkıran, kaynayan. 3. 17. yüzyıl şairi.
Nad: Selamete ermiş, kurtuluşa ermiş. 2. Cennetlik.
Nadi: Çağıran, haykıran. 2. Toplantı, meclis.
Nadim: Pişmanlık duyan, pişman olan.
Nadir: Seyrek, az bulunan.
Nafi: Yararlı.
Nafih: Genizden gelen ses.
Narız: Delip geçen, içe işleyen. 2. Çok etkili, sözü geçen.
Nahit: Venüs gezegeni, çoban yıldızı.
Nail: Muradına eren, kazanan, elde eden.
Naim: Varlık, bolluk içinde yaşama. 2. Cennetin katmanı.
Nakıp: Bir kavim veya kabile başkanı.
Naki: Temiz, pak. 2. Zarif, ince.
NamaL: Adın her yere namını salınsın.
Namdar: Ün salan, namı duyulan.
Namık: Yazı yazan, katip.
Nami: Şöhretli, ünlü. 2. Yerleşik, oturan.
Namzet: Aday.
Nart: Yiğit, cesur.
Narter: Cesur, yürekli kişi.
Nas: İnsanlar, halk, toplum.
Nasret: Uzman, iş bilir.
Nasıf: Ekmek.
Nasıh: Öğüt veren.
Nasih: Kopyasını çıkaran. 2. Batılı eden.
Nasip: Kısmet, pay. 2. Tanrının verdiği şey, elde edilebilen şey.
Nasir: Yayıcı, dağıtıcı. 2. Nesir yazarı.
Nasrettin: Dine yardımcı olan.
Nasri: Tanrı yardımıyla üstünlük.
Nasrullah: Allah’ın yardımcısı.
Nasuh: Öğüt veren. 2. Saf, temiz.
Nasuhi: Kesin olarak tövbe eden, tövbekar.
Naşir: Yayıcı, dağıtıcı, yayımcı.
Naşit: Şiir okuyan, şair.
Natık: Konuşan, söyleyen. 2. Düşünen. 3. Bildiren.
Natuk: Düzgün konuşan, konuşmaya meraklı.
Navdari: Ün, şöhret.
Navdayi: Aday, aday gösterilen.
Nayır: Dost, arkadaş.
Nayman: Moğolistan’da yaşayan Türk topluluğu.
Nazım: Düzenleyen, tertip eden. 2. Ölçülü ve kafiyeli yazı.
Nazır: Gözeten, denetleyen. 2. Bir yüzü bir yöne bakan.
Nazif: Temiz, pak.
Nazir: Eş, niyaz, taze.
Nazmi: Düzenleyen, düzenli kişi.
Nebez: Boyun eğmeyen, dik başlı.
Nebi: Peygamber, haberci.
Nebih: Ünlü, namı duyulan.
Nefi: Çıkar ilişkileriyle ilgili, faydacı. 2. Divan edebiyatı şairi.
Nehar: Gündüz, gün ışığı.
Nehidar: Yararlı, faydalı, iyi.
Nehip: Korku salan, ürperten.
Nehri: Nehre ait, nehirle ilgili.
Nejat: Soy, nesil, aile.
Nemır: Ölümsüz, ebedi.
Nemutlu: Çok mutlu, son derece sevinçli.
Nenkvaz: Zorlu, sert, sıkıntılı.
Nerim: Pehlivan, yiğit.
Nesihet: Nasihat, öğüt alma.
Nesim: Hafif ve tatlı esen rüzgar.
Nesimi: Esen rüzgarla ilgili.
Nesip: Soydan gelen, soydan gelen kişi.
Neşat: Sevinç, keyif, neşe.
Neşet: Yetişme, gelişme, büyüme.
Neşit: Neşeli, sevinçli.
Nevcivan: Genç, delikanlı.
Nevit: Sevinçli haber, müjde.
Nevrettin: Dinin ışığı, dini aydınlatan.
Nevri: Işıltısıyla ilgili, ışıltılı.
Nevroz/Nevruz: Yılın ve baharın ilk günü olan mart ayının yirmiikisine rastlayan gün. 2. Nevruz bayramı.
Nevsal: Yeni yıl.
Nevşekar: Şair, ozan.
Nevzat: Yeni doğmuş, taze doğan.
Neyzen: Ney çalan kişi.
Nezih: Temiz, pak. 2. Saf ruhlu, tertemiz.
Nezihi: Temizlikle ilgili, safiyetle bağlantılı.
Nezir: Kendini Tanrıya adayan, ibadetle uğraşan. 2. Korkutma, tedirgin etme için yapılan iş.
Nida: Bağırma, çağrı, haykırma.
Nidai: Haykırmayla ilgili, bağırarak yapan.
Nihat: Doğa, karakter, yaratılış.
Nilova: Şimdiki Musul.
Nimetullah: Tanrının lütfu, ihsanı.
Nisani: Nisan ayında doğan.
Nişan: İz, belirti. 2. Onurlandırmak için devletçe verilen paye.
Niviskar: Yazar, yazı yazan kişi.
Niyaz: Dua, yakarış. 2. İhtiyaç duyma, isteme.
Niyazan: Açık yürekli, saf.
Niyazi: Dua ile ilgili.
Nizam: Düzen, tertip. 2. Kurallar, kaideler.
Nizami: Tertipli, düzenli. 2. Kurallara uygun.
Nizar: Zayıf, güçsüz.
Noyan: Lider, baş komutan, bey.
Nuh: İnanışa göre üçüncü peygamber, gemi yaparak tufandan kurtulan.
Numan: Kan, damar.
NuraIp: Aydınlık yiğit, ışık saçan kahraman.
Nurani: Işıldayan, ışık saçan, aydınlık.
Nuratay: Aydın genç, entelektüel kişi.
Nurbaki: Üzerinden aydınlık ve parıltı eksik olmayan.
Nurbay: Aydınlık ve saygın kişi.
Nurer: Aydın ve yiğit, ışık saçan kahraman.
Nurettin: Dinin ışığı, dini aydınlatan.
Nuri: Işıltılı, ışıkla dolu, nur saçan.
Nurihak: Allah’ın ışığı, ilahi aydınlık.
Nurkan: Temiz ve aydınlık soydan gelen.
Nursal: Işık saçan, parlayan.
Nurşah: Işıltılı, ışık saçan kişi.
Nurtekin: Eşsiz aydınlık, benzersiz ışık.
NuruIIah: Tanrı’nın ışığı, ilahi ışık.
Nurver: Işık veren, ışık saçan.
Nurzat: Aydınlık ve ışıklı kişi.
Nusret: Tanrı’nın yardımıyla başarı, üstünlük.
Nusrettin: Dinin başarısı, ilahi yardım.
Nuyan: Şehzade, kraliyet soyundan gelen prens.
Nücivan: Genç, delikanlı, gençlik çağında olan.
Nüjen: Modern, çağdaş, yeni çağa ait.
Nüvedan: Yaratıcı, yenilikçi, icatçı.
Nüvit: Müjde, sevindirici haber.
Nüza: Yeni, taze, yeni doğmuş.
N Harfi İle Başlayan Kız İsimleri
Nabia: Yerden yükselen, doğadan fışkıran.
Nabiye: Haberci, bilgi veren kişi.
Naciye: Kurtarılan, esenliğe kavuşan kişi, kurtulan.
Naçari: Çaresiz, zor durumda kalan, imkansızlıkla baş etmeye çalışan.
Nadide: Az bulunur, nadir görülen, eşsiz ve değerli.
Nadime: Yaptığı bir davranıştan pişmanlık duyan, pişman olan kişi.
Nadire: Az bulunan, ender rastlanan.
Nafia: Topluma faydalı işlerin düzenlenip yönetildiği kurum.
NafiIe: Fazladan kılınan namaz veya tutulan oruç, gönüllü ibadet.
Nafiye: Yok edici, giderici, olumsuz etkileri azaltan.
Nafize: Derin etki bırakan, içe işleyen, dikkat çeken.
Nagehan: Ansızın, beklenmedik şekilde.
Nağme: Güzel ses, ezgi, melodi.
Nağmehan: Şarkı söyleyen kişi.
Nahide: Venüs gezegeni veya ergenlik çağındaki genç kız.
Naime: Bol hayat yaşayan, nimet içinde yaşayan kişi.
Naibe: Geçici süreyle birinin yerine geçen, vekil.
NaiIe: Arzuladığını elde etmiş, muradına ermiş kişi.
NaIie: Elde edilmiş, kazanılmış, ulaşılmış.
Name: Mektup, yazılı ileti.
Namiye: Namı ünüyle bilinen, tanınan kişi.
Nargül: Kırmızı renkli güzel bir çiçek.
Nariye: Cehennemle ilgili, şeytanlarla ilişkilendirilen.
Nasibe: Kişinin payına düşen, kısmeti, kaderi.
Nasiye: Alınmış, kabul edilmiş, sahip olunmuş.
Naşide: Şiir okuyan ve yazan kişi.
Naşire: Yayan, dağıtan, duyuran kişi.
Naz: Kendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve, incelik.
Nazan: Cilve yapan, incelik gösteren, zarif kişi.
Nazbahar: Nazlı güzelliğinden dolayı güzel mevsim.
Nazcan: Nazlı dost, sevgi dolu arkadaş.
Nazende: Nazlı, alımlı, zarif kişi.
Nazenin: Nazik, ince, nazikçe davranan.
Nazer: Nazar, göz hapsi, bakış.
Nazgül: Nazlı ve güzel bir kız.
Nazgüzar: Becerilerini gösterirken naz yapan, cilve yapan.
Nazife: Temiz, pak, zarif.
Nazikane: İnce ve saygılı bir şekilde, nezaketle yapılan.
Nazire: Benzeri olana karşı yapılan davranış veya söz. 2. Aynı ölçü ve uyakla yazılan bir manzumenin başka bir manzumeden örnek alınarak oluşturulması.
Nazlı: Kendini kolayca açmayan, değerini bilen, nazlı, edalı. 2. Değer verilen, önemsenen sevgili.
Nazlıay: Ay gibi güzelliğinden dolayı nazlı olan kişi.
Nazlıcan: Nazlı dost.
Nazlıcık: Sevimli ve nazlı.
Nazlıdil: Kendini ağır satan.
Nazlıela: Ela gözlü, nazlı bakışlı.
Nazlıfer: Ruhunu yansıtmakta nazlı olan.
Nazlıgöz: Nazlı ve süzgün bakışlı.
Nazlıgül: Nazlı güzel.
Nazlıgülen: Gülmekte bile nazlanan.
Nazlıgüz: Ruhundaki hüznü yansıtmakta nazlanan.
Nazlıhan: Nazlanması gücünden gelen kişi.
Nazlım: Sevgilim, değer verdiğim.
Nazlınur: Nazlı ışık.
Nazlısel: Nazlı ve coşkulu.
Nazlıses: Ağzından zorla laf alınan. 2. Pek konuşmayan.
Nazlısoy: Nazlı bir soydan gelen.
Nazlısu: Nazlı ama yüreği temiz olan.
Nazlışah: Nazlanması gücünden gelen kişi.
Nazlışan: Şöhretinden yaklaşılmayan.
Nazlışen: Gülmekte bile nazlanan.
Nazlıtan: Nazlı güzel, nazenin.
Nazlıyar: Nazlı sevgili.
Nazlıyel: Usul usul esen yel.
Nazmiye: Yetişen, büyüyen, güç kazanan kişi. 2. Manzum yazılar, şiirler.
Nebahat: Onur, şeref. 2. Ün, şöhret.
Nebihe: Şan sahibi, şöhretli.
Nebile: Faziletli.
Necibe: Soyu temiz, soyu sağlam.
Necla: Evlat, çocuk. 2. Soyu sağlam.
Necmiye: Yıldız. 2. Kurtulan.
Necve: Çocuk, evlat.
Neçar: Çaresizlik.
Nedime: Kadın arkadaş, dost. 2. Zengin ya da saygın bir kişinin kadın arkadaşı. 3. Güzel konuşan kadın arkadaş.
Nefaset: Güzel ve enfes olma durumu. 2. Tat güzelliği.
Nefis: Öz varlık kişilik. 2. İnsanın yeme içme gibi ihtiyaçlarının bütünü. 3. Pek hoş, istek uyandıran, çok güzel.
Nefise: Çok güzel, değerli.
Nefsi: Nefisten doğan şeylerle ilgili. 2. Kişinin kendine ait, onla ilgili.
Nehir: Akarsu, ırmak.
Nehire: Gereğinden fazla.
Nejla: “Necla” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Nemika: Mehtap.
Nemir: Ölümsüz.
Nergis: Şemsiye biçiminde çiçekleri olan soğanlı bir süs bitkisi. 2. Güzelin gözü.
Nergise: Nergis ile ilgili.
Nergisi: İnsanın aklını başından alan güzel göz. 2. Hamur işi yapılan nergis biçiminde kesilmiş bir tür.
Neriman: Cesur, yiğit.
Nermık: Yumuşacık.
Nermin: Yumuşak, nazik, ince.
Nerwan: Silopi Ovası’nda bir şehir.
Nesevi: Kadınla ilgili, kadınlıkla ilgili.
Nesibe: Soylu, soyu temiz.
Nesime: Hafif esinti, rüzgar. 2. İyi huylu.
Nesli: Soylu.
Nesliad: Asil isim.
Nesliay: Asil ay.
Neslican: Sevgi dolu soyu olan.
Neslicik: Sevimli, soylu.
Neslidil: Güzel sözler söyleyen.
Nesligül: Gül soyu, güzel soydan gelen.
Nesligün: Özel gün.
Nesligülen: Gülen bir soydan gelen.
Nesligüz: Güzel bir sonbahar.
Neslihan: Sevgi ile hükmeden.
Neslinaz: Nazlılığı kanından gelen.
Neslinur: Soyu ışık saçan.
Neslisal: Soyuyla övünen.
Neslise: Coşkusu soyundan gelen.
Neslisen: Soylusun.
Nesliser: Asilliğiyle gözler önünde olan.
Neslises: İyi hatip.
Neslisev: Kendi gibi olanı sev.
Nesliseven: Adı gibi olanı seven.
Neslisever: Kendi gibi olanı sever.
Neslisay: Saygınlığı ve soyluluğu karakterinde barındıran.
Neslisoy: Çok asil bir soydan gelen.
Neslişah: Egemen bir soydan gelen.
Neslişan: Geçmişinden gelen bir şöhrete sahip kişi.
Neslişen: Şen şakrak bir soydan gelen.
Neslitan: Soylu güzel, asil.
Nesliten: Yüreğindeki soyluluğu dışarı yansımış.
Nesliyar: Doğuştan sevecen.
Nesliyel: Bağrı açık, neşeli.
Nesrin: Yaban gülü.
Nesteren: Yaban gülü.
Neşe: Dışa vuran sevinç. 2. Hafif sarhoşluk. 3. Yeniden doğma.
Neşead: Neşeli, şen şakrak olan.
Neşeay: Şen şakrak, güzel.
Neşecan: Sevimli, candan.
Neşecik: Sevimli, şen şakrak.
Neşegül: Sevimli güzel.
Neşeli: Şen şakrak.
Neşem: Yaşamın sevimli yönlerini bulan.
Neşenaz: Sevimli, nazlı.
Neşenur: İçindeki coşkuyu dışarı yansıtan.
Neşesal: Ruh sevincini herkese yansıtan.
Neşesel: İçtenliğini, neşesini, coşkusuyla yansıtan.
Neşide: Şiir. 2. Okunmaya değer şiir. 3. Atasözü gibi kullanılan beyit veya dize.
Neşire: Yayma, dağıtma, çıkartma. 2. Bir yere yazma, yazdırma. 3. Kitap, gazete bastırıp çıkartma. 4. Kıyamet günü tüm insanların dirilmesi.
Neşure: Durmaksızın yayın yapan.
Neşve: Keyif, neşe.
Neşvünema: Büyüme, gelişme, yetişme.
Netice: Son, sonuç, bitim. 2. Öz, özet.
Neva: Ses, ahenk. 2. Servet, zenginlik. 3. Azık, geçinecek şey. 4. Kısmet, nasip. 5. Türk müziğinde bir makam.
Nevai: Makam, ses ve ahenkle ilgili. 2. Kısmetle ilgili.
Nevair: Ateşler, alevler.
Neval: Talih, kader, kısmet. 2. Bağış, bahşiş.
Nevaziş: Okşama, gönül almak, iltifat etmek.
Nevbahar: İlkbahar.
Nevber: Turfanda çıkan meyve. 2. Göğüsleri yeni çıkan kız.
Nevcan: Yeni doğmuş.
Neveser: Klasik Türk müziğinde Dede Efendi’nin buluşu olan bir makam.
Nevgül: Yeni açmış gül goncası.
Nevhager: Ağıtçı.
Nevheves: Bir işe yeni başlayan. 2. Sık sık iş değiştiren.
Nevide: Müjde, sevinçli haber.
Nevin: Yeni, yepyeni.
Nevir: Parlaklık, ışıldama. 2. Ağaç çiçeği.
Nevmide: Umutsuzluk.
Nevnihal: Genç, güzel kız. 2. Taze fidan.
Nevra: Işıklı olma, parıldama.
Nevrazin: Bahar çiçeği.
Nevres: Yeni yetişen.
Nevreste: Yeni yetişen, yeni oluşmuş.
Nevriye: Işıklıyla ilgili.
Nevrozin: Bahar çiçeği.
Nevsale: Genç, taze. 2. Küçük.
Nevsefer: Yeni yolculuğa çıkan.
Nevşüküfte: Yeni açılmış çiçek.
Newal: Vadi.
Newşe: Şiir.
Neyir: “Neyyire” isminin bir başka söyleniş biçimi.
Neyyire: Nurlu, parlak. 2. Işık veren cisim, cisim haline gelmiş nur.
Nezafet: Temizlik.
Nezahat: Temiz, ahlaken temiz.
Nezaket: Başkalarına karşı saygılı ve ince davranma, ince düşünce, zarafet.
Nezihe: Temiz, pak, saf ruhlu.
Nezire: Adanan şey, adak.
Nigah: Bakış, bakma, göz.
Nigar: Resim gibi güzel sevgili. 2. Resim.
Nihade: Koymuş, koymuş.
Nihai: Fidan, taze sürgün.
Nihan: Gizli, saklı. 2. Sır.
Nihavent: Türk müziğinin en eski makamlarından biri.
Nil: Mısır’dan geçip Akdeniz’e dökülen nehir.
Nilay: Işıklı mavi, ışıklı lacivert.
Nilgün: Koyu mavi renk, çivit rengi.
Nilüfer: Yaprakları yuvarlak ve geniş, çiçekleri beyaz, sarı, mavi, pembe renkte, durgun sular veya havuzlarda yetişen bir su bitkisi.
Niran: Nurlar, aydınlıklar, ışıklar. 2. Ateşler. 3. Cehennem.
Nirvana: Zerdüşt dininde Arafat. 2. Meydan.
Nisa: Kadın, kadınlar.
Nisan: Gelin çiçeği.
Nisvan: Kadınlar.
Nisyan: Unutma, hatırdan çıkarma. 2. Unutulma.
Nişan: Nisan ayı.
Nuran: Nurlu, ışıklı.
Nurani: Nur yüzlü. 2. Görünüşü saygı uyandıran.
Nuray: Işık saçan.
Nurbanu: Aydınlık yüzlü kadın.
Nurcan: Aydınlık insan.
Nurcihan: Dünyaya ışık saçan.
Nurdal: Gençliğiyle ışık saçan.
Nurdanay: Işık saçan güzel.
Nurdane: Nur tanesi. 2. Işık saçan.
Nurdil: Nurlu olduğu gibi aynı zamanda da tatlı dilli.
Nureda: Işık saçan işveli güzel.
Nurefşan: Işık saçan, çevresini aydınlatan.
Nurfer: Işık veren, aydınlatan, ferahlatan.
Nurfidan: Gençliğiyle ışık saçan.
Nurgöz: Gözleriyle ışık saçan, göz kamaştıran.
Nurgül: Güzelliğiyle ışık saçan, göz kamaştıran.
Nurgün: Nurlu, uğurlu gün.
Nurgüz: Sonbahar ışığı.
Nurhayal: Hayallerdeki ışık.
Nurhayat: Işıklı, güzel yaşam.
Nurhilal: Işık saçan hilal.
Nurişık: Çok ışıklı.
Nurinisa: Nurlu kadın.
Nuriş: “Nuriye” isminin kısaltılarak söylenen bir biçimi.
Nuriye: Nurla ilgili, ışıkla ilgili, aydınlık.
Nurlu: Aydınlı, ışıklı, parlak. 2. Saygı uyandıran, temiz.
Nurmelek: İçi dışı bir olan, temiz.
Nurnigar: Güzelliğiyle göz kamaştıran sevgili.
Nurper: Işıklı kanat.
Nurperi: Bir peri kadar göz kamaştırıcı güzelliğe sahip olan.
Nursay: Saygın, nurlu kişi.
Nurseda: Aydınlık ses.
Nursel: Işık seli. 2. Aydınlatma coşkusu.
Nurselen: Aydınlık müjde.
Nurseli: Işık seli.
Nursema: Aydınlık gökyüzü.
Nursen: Nur gibi aydınlık.
Nursenin: Işık. 2. Aydınlıklar senin.
Nurseren: Işığıyla göz kamaştıran.
Nursev: Aydınlığı seven.
Nurseven: Aydınlığı seven.
Nursever: Aydınlığı sever.
Nursevil: Sevilir, ışık saçan.
Nursevim: Sevimli, göz kamaştırıcı güzellik.
Nursima: Aydınlık yüz.
Nursine: Yüreğinde kendi gibi nurlu olan.
Nursoy: Işık saçan bir soydan gelen.
Nursur: Aydınlık su.
Nurşan: Göz kamaştırıcı bir şöhrete sahip olan.
Nurşen: Şen şakraklığıyla ışık saçan.
Nurtaç: Mücevher gibi parıldayan, ışık saçan.
Nurtan: Alacakaranlık ışığı.
Nurten: Yüreğinin ışığı tenine vurmuş olan.
Nurtop: Işık küresi.
Nurver: Işık saçan, ferahlatan.
Nurzer: Altın gibi parlak ışık.
Nuşabe: İçene ölümsüzlük sağlayan su, ab-ı hayat.
Nuşanuş: Sürekli içme, içtikçe, içerek.
Nuşin: Tatlı, lezzetli. 2. İçki.
Nüceba: Asiller, soylular.
Nüdema: Arkadaşlar.
Nüjen: Modern.
Nüket: Nükteler.
Nüshet: Sevinç, eğlence, neşe.
Nüvide: Müjde.
Nüvişte: Yazılmış şey, mektup.
Nükhet: Güzel ve hoş koku. 2. Ağız kokusu.
Nükte: İnce anlamlı, düşündürücü söz, espiri.
Nümune: Örnek.