Ş Harfi İle Başlayan İsimler ve Anlamları

Günümüzde, bebekler için isim seçmek büyük bir sorumluluk ve öneme sahip. Ş Harfi İle Başlayan İsimler, genellikle bir kişinin ilk izlenimini belirler ve onların kimliklerinin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle, ‘Ş’ harfiyle başlayan erkek ve kız isimleri seçerken, anlamlarını dikkate almak önemlidir. ‘Ş’ harfiyle başlayan bu isimlerin çeşitliliği, ailelerin çocuklarına özgün ve anlamlı isimler seçmelerine olanak sağlar.

Özellikle yeni doğan bebekler için ‘Ş’ harfiyle başlayan isimlerin seçimi, ebeveynlerin en sevdikleri ve en uygun olduğunu düşündükleri isimleri bulma sürecidir. Hem erkek hem de kız bebek isimleri genellikle karakter, kişilik özellikleri, güzellik veya umut gibi olumlu kavramları temsil eder. Anlamları, ebeveynlerin çocukları için umut ettikleri değerleri ve hedefleri genellikle yansıtır.

Sonuç olarak, ‘Ş’ harfiyle başlayan kız veya erkek isimlerinin anlamları, bir çocuğun kişiliğini, karakterini ve potansiyelini etkileyebilir. Ayrıca, bu isimler ailelerin kendi kültürlerini, inançlarını ve değerlerini ifade etme şekilleri olabilir. İsimlerin seçimi sadece bir bebek için bir isim bulmakla kalmaz, aynı zamanda onların gelecekteki kimliklerinin ve hayat yollarının bir parçasıdır.

İçindekiler

Ş İle Başlayan Erkek İsimleri

Şaban: Ay takviminin sekizinci ayı. Üç aylardan ikincisi.

Şader: Neşeli, sevinçli.

Şadıman: Neşe, sevinç.

Şadi: Neşe, sevinç. Gönül rahatlığı.

Şafi: Şifa verici, iyileştirici. Kandıran, inandıran. Yeter görülen. Şefaat eden, birinin bağışlanması için aracı olan. Ahrette ceza gününün şefaatçisi Hz. Muhammet.

Şah: Hükümdar. Satranç oyununda en önemli taş. Benzerlerine oranla en üstün, en iyi, en güzel. Taşkınlık göstermek, coşmak, kükremek.

Şahabettin: Dinin yıldızı.

Şahadet: Tanıklık, şahitlik. Yüksek bir ülkü uğruna ölme, şehit olma.

Şahadettin: Dinin şahitliği.

Şahan: Padişahlar, hükümdarlar, şahlar.

Şahap: Akan yıldız.

Şahbaz: İri ve beyaz bir doğan (kuş) türü. Kahraman, yiğit. Becerikli, çevik kimse.

Şahbey: Saygın ve yüce kişi.

Şahin: Yırtıcı bir kuş türü.

Şahinalp: Yırtıcı ve yiğit.

Şahinbay: Yırtıcı ve saygın kişi.

Şahinbey: Yırtıcı ve saygın kişi.

Şahiner: Gücünü yırtıcılığından alan.

T Harfi İle Başlayan İsimler ve Anlamları

Şahir: Şair, ozan.

Şahsüvar: Ata çok iyi binen.

Şahzade: Şah oğlu.

Şaik: İstekli, arzulu.

Şair: Ozan, şiir yazan kişi.

Şakir: Şükreden, gördüğü iyiliğin kadrini bilen.

ŞamiL: Kaplayan, içine alan, çevreleyen. Genel olan, herkese ait olan.

ŞanaLp: Şanlı, şöhretli yiğit.

Şanar: Namuslu, dürüst. Ünlü.

Şanazi: Gurur, kibir.

Şaner: Şanlı, şöhretli kişi.

Şanlı: Şanlı, şöhretli kişi.

ŞansaL: Şanın, şöhretin tüm dünyaya yayılsın.

Şanver: Yaptıklarıyla şanın, şöhretin yayılsın.

Şarez: Devrim, ihtilal.

Şarık: Doğan, parıldayan.

Şaristani: Kentli.

Şatır: Şen, neşeli.

Şayan: Yakışır, yaraşır, uygun.

Şayeste: Yaraşır.

Şaylan: Sevinç, neşe, neşelenmek.

Şazi: Neşe, sevinç. Gönül rahatlığı.

Şebap: Gençlik, tazelik.

Şefik: Acıyan, merhamet eden, şefkatli.

Şehamet: Zeka ile akılı birleştiren. Cesaret, yiğitlik.

Şehim: Akıllı ve zeki yiğit.

Şehmuz: Şah soyundan gelen.

Şehsuvar: Ata çok iyi binen, usta binici.

Şehzade: Hükümdar oğlu.

Şekip: Sabır, tahammül.

Şemdin: Dinin ışığı.

Şemi: Güzel kokulu.

Şems: Güneş. Güneş ışığı.

Şemsettin: Dinin güneşi, aydınlığı.

Şemsi: Güneşli, güneş gören.

Şenaip: Sevimli, mutlu, yiğit.

Şener: Şen yiğit, neşeli er.

Şenkal: Mutlu kal, mutlu yaşa.

Şenol: Neşeli ve mutlu yaşa.

Şensal: Etrafına neşe saç.

Şensoy: Mutlu soydan gelen.

Şentürk: Neşeli Türk.

Şerafet: Şerefli, onurlu. Soyluluk. Hz. Muhammed soyundan gelme.

Şerafettin: Dinin şerefi, onuru.

Şeref: Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. Erdem, yetenekle kazanılmış iyi şöhret.

Şeren: Çevik.

Şerif: Kutsal, mübarek. Soylu. Şerefli. Hz. Muhammed soyundan gelen.

Şevket: Ululuk, yücelik. Güç, kuvvet, kudret.

Şevki: Şevk ile ilgili. Neşeye sevince dair.

Şılgın: Fırtına ile yağan yağmur.

Şıvan: Çoban. Bekleyen, koruyan.

Şide: Güneş ışığı.

Şimşek: Bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık. Parıltı.

Şinasi: Bilmek tanımakla ilgili. Tanzimat edebiyatı kurucusu.

Şinaver: Yüzen. Yüzücü.

Şipal: Kahraman.

Şirvan: Arslan barınağı.

Şircev: Değerli, layık.

Şorej: Devrim, ihtilal.

Şuayip: Cemaat, topluluk.

Şükrettin: Dinin minnettarlığı.

Şükrü: Şükretmek, gönül borcu.

Şükür: Minnettarlık.

Şüriş: İsyan, ayaklanma, başkaldırı.

Ş Harfi İle Başlayan Kız İsimleri

Şadiye: Güzel şiir okuyan, şarkı söyleyen kadın.

Şaduman: “Şadıman” isminin bir başka söyleniş biçimi.

Şaeste: Onurlu.

Şafaknur: Şafak aydınlığı.

Şafir: Kır, bozkır.

Şafiye: Şefaat eden, birinin bağışlanması için aracılık eden.

Şahande: Mutlu, memnun.

Şahane: Hükümdarla ilgili, hükümdara özgü olan. Çok güzel, çok mükemmel, üstün nitelikli.

Şahbanu: Hükümdar eşi, şah hanımı.

Şahdane: İnci tanesi.

Şahande: İçinde bulunduğu ortamdan memnuniyet duyan, huzurlu.

Şaheser: Üstün ve kalıcı nitelikte olan. Değeri üstün olan, üstün nitelikli.

Şahide: Mezarın baş ve ayak ucuna dikilen üzeri yazılı ve çiçekli mermer taşı.

Şahika: Dağın en yüksek yeri, doruk, zirve.

Şahmeran: Mitolojide başı insan, gövdesi yılan biçiminde efsanevi canavar.

Şahmerdan: Çok ağır bir tür tokmak ya da çekiç. Vurucu ağırlığı mekanik olarak yükselten ve düşüren makina.

Şahname: Şahların yaşam öyküsünü anlatan manzum eser.

Şahnaz: Çok nazlı.

Şahnigar: Resmedilen.

Şahnisa: Sözü geçen, otoriter ve saygın kadın.

Şahnur: Aydınlık kimse.

Şahrah: Büyük yol, ana yol, ana arter.

Şahsar: Dallı budaklı ağaçlar. Ağaçlık yer, koruluk.

Şahsen: Kendisi. Yüzünde görülen. Cisim, şekil, görünüş bakımından.

Şahsenem: Güzel kadınların en güzeli şahaser.

Şahser: Gücünü gösteren.

Şahseren: Gücünü gözler önüne seren, güçlü.

Şahver: İri ve güzel, kaliteli inci.

Şaibe: Leke, kusur. Kötü eser ve iz.

Şaika: İstekli, hevesli, arzulu, şevkli.

Şaikane: İsteklice, şevkli olarak.

Şairan: Şairler, ozanlar.

Şaire: Şiir yazan kadın.

Şaiyan: Değer, kıymet.

Şakayık: Düğün çiçeklerinden, çiçekleri türlü renkte, çok yıllık güzel bir süs bitkisi.

Şakire: Şükreden, gördüğü iyiliğin kadrini bilen.

Şakrak: Güzel ötüşlü bir tür kuş.

Şamiha: Yüksek. Afil, kibirli.

Şamiye: Kaplayan, içine alan, çevreleyen. Genel olan, herkese ait olan. (Arapça)

Şan: Ün, nam, şöhret, san. Gösteriş, gösterişlik.

Şanal: Adın duyulsun, şöhretli olsun.

Şarika: Doğan parlayan.

Şarkan: Doğu yönünden.

Şatiye: Genellikle şeriata aykırı düşen, öteki dünya ile ilgili şeyleri alaylı bir dille işleyen manzumeler.

Şayan: Yakışır, yaraşır, uygun.

Şayeste: Değerli, layık.

Şayeste: Uygun, yaraşır.

Şayya: Yayılmış haber. Yaygın söylenti.

Şayyan: Yayılmış olarak, herkesçe duyulmuş.

Şaylan: Nazlı, neşeli.

Şaziment: Benzeri olmayan, farklı.

Şaziye: Yay, kavis. İncik kemiği, bir ağaçtan kopmuş küçük parçalardan her biri. Kırık kemiğin parçaları. Gönül ferahlığı, memnuniyet.

Şebnem: Havada buğu durumundayken akşamın ve gecenin serinliğiyle yerde veya bitkilerde toplanan küçük su damlaları, çiy.

Şebnur: Gecenin ışığı, ay ışığı.

Şefaat: Birinin bağışlanması için aracı olma, bağışlanmasını dileme. Arka çıkma.

Şefika: Acıyan, merhametli, şefkatli.

Şefkat: Acıyarak ve koruyarak sevme, sevecenlik, sevgi duygusu.

Şehamet: Zeki ile aldı birleştiren.

Şehbal: Kuş kanadının en uzun tüyü.

Şeher: “Seher” isminin bir söyleniş biçimi.

Şehime: Zeki ile aldı birleştiren.

Şehla: Tatlı şaşı, yarım şaşı. Elagözlü kadın.

Şehnaz: Çok nazlı. Doğu müziğinin eski makamlarından.

Şehper: Kuş kanadının en uzun tüyü.

Şehrazat: Kendi kendine yaşayan, özgür. Binbir gece masallarında, bu masalları anlatan kişi.

Şehriban: Kentin en büyüğü, vali.

Şehrinaz: Kentin nazlısı.

Şehriye: Çorba yapmakta kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamuru.

Şeker: Sevimli, cana yakın ve güzel. Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday gibi birçok bitkilerin sap ve köklerinden veya nişastasından çıkarılan, çoğu tatlı olan maddelerin genel adı.

Şekerpare: Çok tatlı bir kayısı çeşidi. Bir çeşit hamur tatlısı. Çok sevimli, cana yakın kız.

Şekibe: Sabır, dayanma, tahammül.

Şekliye: Şekilcilik, biçimsellik.

Şeküre: Şükreden.

Şelale: Büyük çağlayan, çavlan.

Şemime: Güzel kokulu şey, güzel kokan.

Şemin: Ahududu.

Şeminur: Mum ışığı, mum aydınlığı.

Şemsinisa: Kadınların aydınlığı.

Şemspare: Güneş parçası. Çok parlak.

Şenahi: Zenginlik, refah.

Şenbahar: Bahar kadar güzel ve onun neşesini taşıyan.

Şenbul: Neşeli mutlu ol.

Şengül: Güler yüzlü, hoşsohbet.

Şeniz: Sevinçli, mutlu anı.

Şennaz: Hem nazlı hem de neşeli.

Şennur: Nurlu. Neşeli.

Şensu: Mutlu ve su gibi berrak.

Şerare: Kıvılcım, ateş parçası.

Şerbet: Meyvesuyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek. Tatlı ve şirin.

Şerefnaz: Büyük, ulu ve nazlı, edalı.

Şerefnur: Saygıdeğer ve nurlu insan.

Şeren: Tezcanlı, çevik.

Şerife: Kutsal, şerefli, soylu.

Şerin: Şirin, sempatik.

Şermegin: Utangaç, utanan, mahcup.

Şermin: Utangaç, utanan, mahcup olan.

Şetaret: Sevinç, neşe.

Şevkiye: Şevk ile ilgili. Neşeye, sevince dair.

Şevval: Arabi aylardan ilk üç günü şeker bayramı olan ay.

S Harfi İle Başlayan İsimler ve Anlamları

Şewane: Mısra, şiir, nazım.

Şeyda: Deli, mecnun, divane. Şaşkın, tutkun, düşkün.

Şeydacan: Arkadaş canısı, dostlarına düşkün olan.

Şeydagül: Gül delisi, gül hayranı.

Şeydanaz: Naz yapmaya meraklı, çok nazlı.

Şeydanur: Herkesin derdine derman bulmaya çabalayan, yardımsever.

Şeyma: Vücudunda ben taşıyan. Tutkun kadın.

Şeza: Koku, aroma.

Şezre: Süs için takılan veya asılan inci ve altın.

Şık: Güzel, zarif, modaya uygun. Modaya uygun giyinmiş olan. Bir konuda seçilebilecek yolların alınabilecek kararlarının her biri, seçenek.

Şıra: Üzümden yapılan mayhoş bir içecek, sarımsı renkte.

Şıray: Çok aydınlık, çok ışıklı.

Şıvan: Çoban, sığırtmaç.

Şifa: Bedeni veya ruhi bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma.

Şiir: Zengin sembollerle, ritmli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan edebi anlatım biçimi. Bir şairin, bir dönemin bu sanatı kullandığı özel biçim. Düş gücünü, hayale, imgeye, gönlü seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen yön.

Şimal: Kuzey yönü. Sol taraf.

Şirame: Buğdaygillerden bir bitki.

Şiraze: Düzen, düzgünlük nizam. Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ibrişim şerit. Bağ, örgü.

Şiret: Öğüt, nasihat.

Şirine: Tatlılık.

Şişan: Güzel kokulu çiçek.

Şive: Naz, eda. Söyleyiş özelliği. Ağız.

Şivecan: Nazlı arkadaş, dost.

Şivekar: Edalı, işveli, nazlı.

Şivenaz: Çok nazlı.

Şivenüma: Nazlanan, naz gösteren. Türk müziğinin makamlarından biri.

Şiveyar: Nazlı sevgili.

Şivin: Eser, yapıt.

Şoreş: Devrim, ihtilal.

Şöhret: Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün, şan.

Şölen: Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla bir araya gelerek yedikleri yemek, ziyafet. Sanat gösterisi. Din töreni niteliğinde yemek toplantısı.

Şule: Alev, ateşten çıkan alev.

Şuride: Karışık. Tutkun, aşık, sevdalı.

Şükrane: İyilik bilmenin belirtisi.

Şükriye/Şükrüye: İyilik bilmek, minnettarlıkla ilgili.

Şükufe: Çiçek, çiçekler.

Yorum yapın